The Charge of the Light Brigade

I

Half a league, half a league,

Half a league onward,

All in the valley of Death

   Rode the six hundred.

“Forward, the Light Brigade!

Charge for the guns!” he said.

Into the valley of Death

   Rode the six hundred.


II

“Forward, the Light Brigade!”

Was there a man dismayed?

Not though the soldier knew

   Someone had blundered.

   Theirs not to make reply,

   Theirs not to reason why,

   Theirs but to do and die.

   Into the valley of Death

   Rode the six hundred.


III

Cannon to right of them,

Cannon to left of them,

Cannon in front of them

   Volleyed and thundered;

Stormed at with shot and shell,

Boldly they rode and well,

Into the jaws of Death,

Into the mouth of hell

   Rode the six hundred.


IV

Flashed all their sabres bare,

Flashed as they turned in air

Sabring the gunners there,

Charging an army, while

   All the world wondered.

Plunged in the battery-smoke

Right through the line they broke;

Cossack and Russian

Reeled from the sabre stroke

   Shattered and sundered.

Then they rode back, but not

   Not the six hundred.


V

Cannon to right of them,

Cannon to left of them,

Cannon behind them

   Volleyed and thundered;

Stormed at with shot and shell,

While horse and hero fell.

They that had fought so well

Came through the jaws of Death,

Back from the mouth of hell,

All that was left of them,

   Left of six hundred.


VI

When can their glory fade?

O the wild charge they made!

   All the world wondered.

Honour the charge they made!

Honour the Light Brigade,

   Noble six hundred!

ALFRED, LORD TENNYSON

within a dream

They are not long, the weeping and the laughter, 

Love and desire and hate: 
I think they have no portion in us after 
We pass the gate.

They are not long, the days of wine and roses: 
Out of a misty dream 
Our path emerges for a while, then closes Within a dream.

Ernest Dowson

strength

Dr. Eden Minerva: Lord, grant me the strength to accept the things I cannot change; Courage to change the things I can; And wisdom to know the difference. -- It's kind of a funny story, 2010

we pass

Time doesn't pass, we pass. -- Jack Taylor

what shapes us?

What lies behind us and what lies before us are tiny matters compared to what lies within us. Ralph Waldo Emerson

ses çıkar(ma)

“ben sesimi çıkarmadım çünkü son aylarda yaşadıklarım, bana bir şeyi aklımdan hiç çıkmayan bir hayat dersi olarak öğretmişti: ne yaparsan yap, ama adalıların rüyalarını çalmaya kalkma. bir umuda bağlanmak isteyen komşularına bunun yalan olduğunu söyleme, kimseyi gerçekçi olmaya çağırma. çünkü bunalan insanların, yalan bile olsa bir umuda sığınma ihtiyaçları, gerçeği söyleyenlerden nefret etmesine yol açıyor. aradan bir süre geçip haklı çıksan bile bir şey ifade etmiyor bu. çünkü o zamana kadar başlangıçtaki koşulları unutmuş oluyorlar.”

zülfü livaneli - son ada

doğru ölümler

“ÖLÜ NEZVAL'LE SOHBET

...

Dünya bu...Doğrusu zaten
hayatı seven, akıllı,
iyi yürekli ölüler,
ne kırk bir günlük yas ister,
ne "Benden sonra tufan!" der.
Faydalı bir şeyler, bir söz,
bir ağaç, bir gülümseme
bırakarak çekip gider
ve dirilerle bölüşmez
kabrinin karanlığını
ve kendi başına taşır
ağırlığını taşının.
Ve dirilerden hiçbir şey
istemedikleri için
ölmemiş gibi olurlar...

...”

nazım hikmet - 20 nisan 958, pırağ

her gün

People are peculiar creatures. All their actions are driven by desire, their characters forged by pain. As much as they might try to suppress the pain, to repress desire they cannot liberate themselves from eternal servitude to their feelings. As long as the storm rages within them, they cant find peace, Not in life not in death. And so, day after day they will do all that must be done. Pain is their ship. Desire, their compass.

İnsanlar tuhaf yaratıklardır. Tamamen arzuyla hareket edenler ve kişiliklerini çektikleri acıyla şekillendirenler. Acılarını bastırmak isteseler de, arzularını susturmak isteseler de kendilerini sonsuza dek duygularının esiri olmaktan kırtaramazlar. İçlerindeki fırtına koptukça huzuru bulamazlar. Yaşarken de öldükten sonra da. Bu yüzden günlerini, gerekeni yapmakla geçirirler. Acılarıyla yol alıp arzularıyla yönlerini bulurlar. İnsanoğlunun elinden bu kadarı gelir.
--
Adam (Dark, Netflix)



 
^

Powered by Bloggerblogger addicted por UsuárioCompulsivo
original Washed Denim por Darren Delaye
Creative Commons License