çocukça bir şiir

Çocukça sevgiler,
Profesyonel aşklara bıraktı
Meydanları.

Ucuzluk pazarı.

Basit abideler meydanında,
Zevksiz binalar, şatafatlı mekanlarla
Kandırdı çocuk kalplileri.

Çocuk, Orada mısın? Gitmesen?

çiçekler

"Yapay çiçeklere bakıp gerçek bahar düşleri kuruyorlardır."

--
Kızın annesi,
Lütfen kızımla evlenir misiniz? 

gönül

gönül yareler içinde...

gönül penceresi..
gönül dağı...
vazgeç gönül...
aldırma gönül...
şimdi beni kurtar gönül...
ve uzayıp gider...
--
gönülsüzler ülkesi olsak da,
gönlümüzü ferah tutmak en iyisi,
elbet hesaplar ödenecek. 

hey joe

biliyorsun sen bunu
en son duyulan ayak sesi ve üzerine kapanan demir kapı
çıkıyor musun bu sefer, yeniden mi giriyorsun içeri
anlaşılmıyor şarkıdan
anlaşılmıyor joe
gençliğimizin polisiye günleri
kendi romanlarımız içinde uydurduğumuz adlar
sanki o romanlar sahi de yaşadıklarımız yalan
unuttuğum adların gece parklarında kaç kez aldattım seni
ben ihanetle öğrendim sadakati
kaç kez korkunun gözleriyle bakıştım bıçağının yüzünde
artık kimse öldüremez beni
çok zaman geçti herşeyin, herkesin üstünden
hayat ödünç tenha uzak biz birbirimizin şarkılarının mirasıyız joe
şimdi kaç kişi kaldık
göğe bakma durağında el ele tutuştuğumuz gençlikten
ben yine de bir yola çağırıyorum seni
ister inanç de buna ister çaresizlikten
dudaklarımı kanatırdı ıslığın
hiç unutmadım hiç unutmadım
ne zaman karanlığa düşsem senin ıslığını çalarım
ben seni en çok dizlerin titrerken sevdim joe
çık saklandığın yerden joe
nerdeysen çık, ölmek değilse bu, bak kayboluyorum
yoruldum seni beklerken vakit geçirdiğim dublörlerinden
sana yazdığım
hikayeyi yanlış okuyorlar her seferinde
ah şimdi joe burda olsaydı diyorum
joe şimdi burda olacaktı ki diyorum
bazen sarhoşken kalabalığın içinde yüksek sesle söylüyorum adını
ya da birinin kollarındayken, bazen pencereyi açıp sokaktan
geçiyormuşsun gibi ardından sesleniyorum, hep başkaları bakıyor
yukarıya. ben gülümseyerek, gitti, diyorum, yakalayamadım, gitti.
sahi gittin mi joe? yoksa hiç mi olmadın?
çık ortaya saklandığın yerden
yoruldum, azaldım beklemekten
bazen düşünüyorum da
var mıydın sahiden, yoksa bir şarkının anısı mı uydurdu seni
hiç bir şey benzemiyor değil mi, şimdi geçmişten daha çok bizim olan
gençliğimize
bilmem ki, karşılaşsak bile birbirimizi hatırlayabilir miyiz yeniden
ikimiz de artık bir başkasıyken
gene de sen bilirsin joe, sen bilirsin
öyle iyiydik, bir düşün istersen
--

murathan mungan

ne kadar yaralı bir şiirmiş oysa...

be that man

you can love me less, 
ohhhhh 
you can love me more, 
tomorrow 
it's a lady's choice, baby 
ohhh, ohhh, ohh, you can, 
but i'll always be that man

--
goran bregovic - be that man

sarsılmaz yalnızlık

Eğer hiç sarsılmayacak bir yalnızlığımız varsa
O bizi birbirimize doğru iten bir Pazar
Sevişmeler taş devrinden kalmaysa
Utansın mı tarihten önceki zamanlar
--

afşar timuçin



 
^

Powered by Bloggerblogger addicted por UsuárioCompulsivo
original Washed Denim por Darren Delaye
Creative Commons License